24 Mayıs 2008 Cumartesi

Aydın

Ulu önder ATATÜRK'ün 1931 yılında Aydın'da kahve içtiği fincan..
Hayatımda ilk kez torpil kullandım, Aydın müzesi müdürü eniştem Emin YENER sayesinde sizin için resim çektim..(resim çekmek yasaktı da)




Hüzünlü bir nedeni vardı Aydın'a gitmemin..Güzel, bakımlı bir şehir..Canım Ege köylüm nasıl çalışkan ve becerikli..bereketli Ege topraklarını nasıl güzel işlemişler..bahçelerindeki bir dal otu bile paraya çeviriyorlar..hele kadınlarımız..o muhteşem iğne oyalarını, dantelleri, kaneviçeleri görmeliydiniz..ben bir kaç tane oyalı yemeniler ve kaneviçe yastık aldım..(http://hepsusluydum.blogspot.com/ )ziyaret ederseniz resimlerini görebilirsiniz.

13 Mayıs 2008 Salı

Bolu-Gölcük-Sünnet Gölü

Kalbim Gölcük'te kaldı aman aman...
Mudurnu sokakları....




Arkadaşım in oradan, yenmez o tavuk:))



Gelelim yolculuk sırasındaki animasyonlara..Şehnaz'ın Sedef ve benim için ürettiği (yarım yarım yiyelim) poaçaları..Ayrıca çok yorularak hepimize şans kurabiyeleri hazırlamıştı, kişilik özelliklerimize göre maniler yazıyordu içindeki kağıtlarda..canım hiç üşenmemiş...Ve daha neler neler..çoğu durum komedisi olduğu için sizlerle paylaşamayacağım..
Bizzzz burayı çooookkk sevdik... Bi daha mı gitsek acaba?..Yok canım daha bir sürü gidilecek yer var sırada..hem gümüş falan da satılmıyordu oralarda:))













Manzara o kadar güzeldi ki biz bile çirkinleştiremedik:))






Kaldığımız otel..Arkadaşlar bol bol yüzdüler,sıcak sulara girdiler ama ben onlar gibi yaşlı olmadığım için girmedim tabiiiiii:))







Gölün etrafında güzel bir yürüyüş yaptık,nasıl güzeldi, sessiz ve muhteşem doğayla başbaşa olmak...Harika resimler çektik..sanki o güzellikleri ne kadar çekersek o kadar yanımızda götürecekmişiz gibi...








Gölcük Gölü...









Sünnet Gölü...










Yedigöller'e gidilecek diye aylar öncesinden planlanan gezimiz ne yazık ki hava koşulları nedeniyle Gölcük ve Sünnet Gölüyle sınırlı kaldı..

7 Mayıs 2008 Çarşamba

Konya

Koskoca salonda çıt çıkmadan,tek yürek olundu, gözlerimden kontrolsüzce akan yaşlar ve kalp çarpıntım törenin muhteşemliği karşısında bir tepkiydi sanırım...


Ne kadar sabır ve emekle yapılmış değil mi?


Keçe atölyesi..İnsanların sabır ve titizlikle işlerini yapıyor olması, fondaki tasavuf müziği, bir köşede semazenlerden bir kaçının çay içerek sohbeti beni çok etkilemişti..Ya o şahane keçeler....




Bir çocuk fesi, Konya yöresine ait oyalarla süslenmiş, ne şirin değil mi?

















Şen Şehnaz Aralık 2007'de boş durmadı, Şebu Aruz törenlerini izlemek için Konya gezisini organize etti..Aynı tur ve aynı ekiple (aramıza sonradan katılanlar oldu tabi biz onları çok sevdik ama) düştük Mevlana'nın yoluna.. kim olursan ol gel dememişmiydi biz de gittik işte...İyi ki de gittik ,çok güzeldi tören, büyüleyici....






6 Mayıs 2008 Salı

Cumalı kızık

Hemen hemen herkes evinin avlusunda yöresel yiyecekler ve el işleri satıyordu, ne güzellll
Eski dokusunu hiç bozmadan günümüze kadar getiren Cumalı kızık halkına ve yöneticilerine teşekkürler..

Sokakta tanıştık minik Hacer'le.. gönüllü rehberlik yapıyordu hem de okul harçlığını çıkarıyordu.






Şimdiye kadar gezip gördüğüm yerler içinde beni en çok etkileyen yerdi Cumalı kızık..

Bursa

Ulu camii...çok etkileyici..hatlara bayıldık..içindeki havuzun hikayeside çok ilginç (yazmayacağım, merak edin araştırın..)) Ne de olsa öğretmenim,hazıra konmasını hiç istemem öğrencilerimin ve blog okuyucularımın..


İznik'e kadar gitmişken Bursa'ya uğramadan olur mu hiç?

İznik

Daha sonra da alışveriş yaptık tabi..
Eski bir hamamı çini atölyesi olarak kullanıp günümüzde de İznik çinisini yaşatmaya çalışan beyfendi (adını ne yazık unuttum) bize uygulamalı olarak çini yapımını anlattı..

Eskiden kullanılan çini atölyesi


Hayır hayır burası hediyelik eşya falan satmıyor ..sadece bir tuvalet...








Düştük İznik yollarına, gezdik gölünü, çini atölyelerini,aldık çini desenli yüzükleri küpeleri..

Ağva

Oynamayan, şarkı söylemeyen Ağva'ya gidemezdi..mecburduk..
Sağ taraf biraz çökmüş mü ne?....)))




Konaklama yapmadan gezdiğimiz Ağva çok güzeldi..

Kaz Dağları

Çocuklar gibi şendim ben Kaz Dağları'nda...
Sevcancım tamam yoga yapabilirsin kasların çok güçlü olabilir ama Zeus Altarı'nı da kaldıramazsın canım...

Şehnazcım..bak herkes yemiş kalkmış sen hala yiyorsun, tamam Asos'un mezeleri çok güzel ama olmaz ki şekerim...























Bizim ekip yine yollarda..Dünyanın en güzel yerlerinden Kazdağları'nda..Muhteşem Asos'ta..Artık gezi organizatörümüz değerli varlık,yüce insan, şen Şehnaz...Hemen bir gezi planı yapılır,acilen Esen Tur'dan Ali Bey aranır, düşülür yollara...Yolculuk sırasında envai çeşit vurmalı çalgılar, pullu dans kıyafetleri, çeşit çeşit kurabiye ve börekler,çay, şarap olmazsa geziye kabul edilmez kimse..))) Uyumak, kitap okumak zinhar yasak...












Beypazarı-Göynük-Taraklı







İkinci gezimizdi Beypazarı..Otantik dokusu korunmuş, her şey turizme kazandırılmış, yerli halkı turizm için bilinlendirilmiş harika bir Anadolu ilçesi...Ve muhteşem gümüş telkari takılar...



Gümüşlere doyamayıp iki kez gidildi Beypazarı'na..))

1 Mayıs 2008 Perşembe

Safranbolu-Amasra

Ne olur Karadeniz hep böyle kalsın, bu bizim elimizde...
Ömrümüzün bir gününü de Amasra'da denize batırdık...

Amasraaa , nasıl güzeldin, nasıl özlenecek gibiydinnn....

Safranbolu sokaklarını, çarşılarını, pazarını gezmek çok keyifliydi.Bilirsiniz Safranbolu'nun lokumu meşhurdur, her lokumcunun önünde şık giyimli hanım kızlar ellerinde tepsiyle yoldan geçen biz turistlere çeşit çeşit lokumlardan ikram ediyorlardı.( Çok lezzetliydi..))



Hem cafeterya hem açık müze gibi tasarlanmış mekana bayıldık.Danteller,yöresel kıyafetler,eski eşyalar..





Tarihi Safranbolu evlerinin korunarak günümüze taşınmasında emeği geçenlere bir Türk vatandaşı olarak teşekkür ediyorum..











Her şey Semiha Öğretmenin ; Hadi kızlar, herkes haftasonları geziler düzenleyip geziyor,biz niye hala duruyoruz demesiyle başladı:))
Hemen bir liste oluşturuldu,velimiz Ali ESEN'in tur şirketi ESEN TUR arandı, 18 kişilik bir grup olarak düştük Safranbolu yollarına..Aman ne yolculuk, ne eğlence, sabaha kadar uyumadan vardık Safranbolu ellerine....